Jos käyttäytyy, saat tämän kellon. | Eğer uslu durursan, bu saati alacaksın. |
Älä unohda huomista päivämäärää. | Yarının tarihini unutma. |
Pidätkö lentopallon pelaamisesta? | Voleybol oynamayı sever misin? |
Hän kutsui minua pelkuriksi. | Bana korkak dedi. |
Tarvitsemme lisää sokeria. | Daha fazla şekere ihtiyacımız var. |
Emme tienneet minkä auton ostaa. | Hangi arabayı alacağımızı bilmiyorduk. |
Pyöräni on varastettu. | Bisikletim çalındı. |
Naula repi hänen takkinsa. | Çivi ceketini yırttı. |
Myyntiautomaatit ovat siellä. | Otomatlar orada. |
Se oli unohtumaton loma. | Unutulmaz bir tatildi. |
Lopeta! Käyttäydyt typerästi. | Yapma! Aptalca davranıyorsun. |
Se sattuu niin paljon Lopeta! | Çok acıyor Kes şunu! |
Hän osasi puhua ranskaa. | Fransızca konuşabiliyordu. |
Mihin aikaan lähdet? | Ne zaman gidiyorsun? |
En halua olla ensimmäinen. | İlk olmak istemiyorum. |
Isä on huoneessaan. | Baba odasında. |
Tuuli puhaltaa pohjoisesta. | Rüzgar kuzeyden esiyor. |
Hän ei koskaan petä lupauksiaan. | Verdiği sözlerden asla caymaz. |
Lopulta hän tajusi virheensä. | Sonunda hatasını anladı. |
Hän toimitti rehua karjalle. | Hayvanlara yem sağladı. |
Hän kävelee kadulla. | Sokakta yürüyor. |
Työt jatkuvat kellon ympäri. | Çalışmalar günün her saatinde devam ediyor. |
Tässä joessa on turvallista uida. | Bu nehirde yüzmek güvenlidir. |
Etsin lahjaa äidilleni. | Anneme hediye arıyorum. |
Tykkään katsella lintuja. | Kuşlara bakmayı severim. |
Katso tarkkaan! | Dikkatli bak! |
Hän soittaa pianoa? | Piyano mu çalıyor? |
Kyllä, mielestäni se on ok. | Evet, bence sorun değil. |
Otan kamerani mukaan kaikkialle. | Fotoğraf makinemi her yere yanımda götürüyorum. |
Tämä on upea idea. | Bu harika bir fikir. |
Minulta on turha pyytää rahaa. | Benden para istemenin bir anlamı yok. |
Hän menetti mielensä. | Aklını kaybetti. |
Taivas on selkeä lähes joka päivä. | Gökyüzü neredeyse her gün açıktır. |
Kukaan ei puhu tätä kieltä enää. | Artık kimse bu dili konuşmuyor. |
Lapsi melkein hukkui. | Çocuk neredeyse boğuluyordu. |
Unohdin tämän linnun silmistäni. | Bu kuşu gözden kaybettim. |
Uskalsin soittaa hänelle. | Onu aramaya cesaret ettim. |
Et voinut ymmärtää mitä hän sanoi. | Ne dediğini anlayamazdın. |
Jossain rahani varastettiin. | Param bir yerde çalındı. |
Riisu märät vaatteet. | Islak kıyafetlerini çıkar. |
Osaan soittaa pianoa. | Piyano çalabilirim. |
Isäni tuli kotiin yhdeksältä. | Babam eve dokuzda geldi. |
Talossa asuu kaksi perhettä. | O evde iki aile yaşıyor. |
Menin rikospaikalle. | Suç mahalline gittim. |
Vauva ei vielä osaa kävellä. | Bebek henüz yürüyemiyor. |
Kuulen sinut, mutta en näe sinua. | Seni duyuyorum ama görmüyorum. |
Isäni rakastaa vahvaa kahvia. | Babam sert kahveyi sever. |
Jännitys on saavuttanut huippunsa. | Heyecan doruk noktasına ulaştı. |
Koko luokka läpäisi kokeen. | Bütün sınıf sınavı geçti. |
Sodassa kuoli monia ihmisiä. | Savaşta çok sayıda insan öldürüldü. |
Meillä on hyviä uutisia. | İyi haberlerimiz var. |
Pistrucci katkesi kokemuksesta. | Pistrucci bu deneyim karşısında hayata küsmüştü. |
Muita esteitä ovat puut ja kivet. | Diğer bazı engeller arasında ağaçlar ve kayalar bulunur. |
Peli tapahtuu Melanatin saarella. | Oyun Melanat adasında geçiyor. |
Ei väliä, milloin hän itki yöllä. | Geceleri ne kadar ağlamış olursa olsun, |
Aiheessa on mielipide-eroja. | Bu konuda görüş ayrılıkları var. |
Sillä hän on luonut luonnon. | Çünkü doğayı yaratan odur. |
Myrkkyn ainesosia ei tunneta. | Zehrin içeriği bilinmiyor. |
Normaali suuaukko on 35-45 mm. | Normal ağız açıklığı 35 ila 45 mm arasındadır. |
Tämä on piirin kylmin jakso. | Bu devredeki en soğuk dönemdir. |
ATCO Electric on sähköyhtiö. | ATCO Electric, bir elektrik hizmet şirketidir. |
He vain ilmaisevat vastustavansa. | Sadece onaylamadıklarını dile getiriyorlar. |
Vahvat käsivarret nostivat häntä. | Güçlü kollar onu kaldırdı. |
Tutka _ vahvistaa maaston. | Radar _ arazi sağlamlığını doğruladı. |
Herra Nainby johti makeiskauppaa. | Bay Nainby tatlı dükkanını işletiyordu. |
Pimeät juoni todellakin. | Gerçekten karanlık komplolar. |
täysin totta. | tamamen yanlış. |
Se oli erittäin fiksu ratkaisu. | Bu çok akıllıca bir çözümdü. |
Ei anteeksi. | Hayır, üzgünüm. |
Hän ei menisi hammaslääkäriin. | Dişçiye gitmedi. |