Konuşmamız gerek. | يجب أن نتكلم. |
Dalga geçmeyi bırak! | كفى خداعا! |
İyi yemek için minnettarız. | نحن ممتنون للطعام الجيد. |
Bana yazmayı unutma. | لا تنس أن تكتب لي. |
Bunu yapmayı reddetti. | ورفض القيام بذلك. |
Tom ciddi bir şekilde dövüldü. | تعرض توم للضرب المبرح. |
Sokağı kestanelerden temizledi. | طهر الشارع من الكستناء. |
Her zaman en ön sırada otururdu. | كان يجلس دائمًا في الصف الأمامي. |
Şarabı uzat lütfen. | مرر النبيذ من فضلك. |
Kayıp dolar nerede? | أين الدولار المفقود؟ |
Bu sözlük en iyisidir. | هذا القاموس هو الأفضل. |
Bu para bana yetmeyecek. | هذا المال لن يكون كافيا بالنسبة لي. |
Bu hayatımdaki ilk yolculuk. | هذه هي الرحلة الأولى في حياتي. |
Chopin oynayabilirim. | يمكنني لعب شوبان. |
Bana adını söyleyebilirmisin? | هل لك أن تقول لي اسمك؟ |
Tom karar veremez. | توم لا يستطيع أن يقرر. |
Plastik bir bardağım var. | لدي كوب بلاستيكي. |
Ne söylediğine inanıyor musun? | هل تصدق ما قاله؟ |
Japon derginiz var mı? | هل لديك مجلة يابانية؟ |
Voleybol oynayalım. | لنلعب الكرة الطائرة. |
Güneş olmasaydı hayat olmazdı. | لو لم تكن هناك شمس لما كانت هناك حياة. |
Teyzesinin evinde kaldı. | مكث في منزل خالته. |
Deney onun teorisini doğruladı. | أكدت التجربة نظريته. |
İlaçlara alerjisi var. | لديه حساسية من المخدرات. |
Kimse öyle düşünmüyor. | لا أحد يعتقد ذلك. |
Kaç yargıç - çok fazla sonuç. | كم عدد القضاة - الكثير من الاستنتاجات. |
Jim çok çalışıyor ama maaşı düşük. | يعمل جيم بجد ، لكن راتبه منخفض. |
Mutfağı sonra temizleyeceğim. | سأقوم بتنظيف المطبخ لاحقًا. |
İyi bir başarı şansı vardı. | كانت لديه فرصة جيدة للنجاح. |
Seni saat 5 civarında arayacağım. | سأتصل بك في حوالي الساعة الخامسة. |
Arabam bozuk. | سيارتي معطلة. |
Kahve rica ediyorum. | أريد بعض القهوة من فضلك. |
Bütün ailesi iyi. | كل عائلته بخير. |
İkizler kızamığa yakalandı. | أصيب التوأم بالحصبة. |
Yaz aylarında yüzmeyi sever. | يحب السباحة في الصيف. |
Hasta yatakta yatıyor. | المريض يرقد في السرير. |
zenginlik istemiyorum. | لا اريد الثروة. |
Ücreti bile karşılamıyor. | لن تغطي حتى الأجرة. |
Annem televizyon izlemeyi sevmez. | أمي لا تحب مشاهدة التلفاز. |
Bu sadece ihtiyacınız olan şey. | هذا فقط ما تحتاجه. |
Kardeşinin adı Alex mi? | اسم أخيك أليكس؟ |
Bu yeni bir fotoğraf mı? | هل هذه صورة جديدة؟ |
Masumiyet harika bir şey. | البراءة شيء رائع. |
Binanın önü, kapatıldıktan sonra. | أمام المبنى بعد إغلاقه. |
Turizm ilçe ekonomisine hakimdir. | السياحة تهيمن على اقتصاد المنطقة. |
2021 sezonunun sonuna doğru tablo. | الجدول الصحيح لنهاية موسم 2021. |
OTASP – Havadan Hizmet Sağlama. | OTASP - توفير الخدمات الجوية. |
Hapishanelere izcilik getirildi. | تم إدخال الكشافة في السجون. |
Vaftizinde Ormond Markisi yapıldı. | لقد جعله مركيز أورموند عند معموديته. |
Cümlenin anlamını bulmaya yarar. | إنه يعمل على إيجاد معنى الجملة. |
Bitkiler rüzgardan korunmalıdır. | يجب حماية النباتات من الرياح. |
Bu oyun, Simple 1500 Series Vol. | تم تجميع هذه اللعبة مع RayStorm كجزء من التجميع Simple 1500 Series Vol. |
Hiragana ゑ tek vuruşla yapılır. | الهيراغانا ゑ مصنوعة بضربة واحدة. |
Çalışmazsan işini kaybedersin. | إذا لم تعمل ، فستفقد وظيفتك. |
Ancak tam tersi de olur. | ومع ذلك ، فإن العكس يحدث أيضًا. |
Yerel düzeyde iki otorite vardır. | على المستوى المحلي هناك سلطتان. |
Model bazında, FMTV yaklaşık 3 ft. | على أساس طراز للطراز ، يبلغ طول تلفزيون FMTV حوالي 3 أقدام. |
Fare birkaç şekilde yorumlanır. | يتم تفسير الماوس بعدة طرق. |
″ Enver yine sakin sakin usluydu. | ″ كان إنفر لا يزال حسن التصرف بهدوء. |
Çoğu ailenin larvaları avcıdır. | يرقات معظم العائلات مفترسة. |
Alay bayrağı iki yarıdan oluşur. | يتكون علم الفوج من نصفين. |
Çeşitli sıcaklık ölçekleri vardır. | هناك أنواع مختلفة من مقاييس درجة الحرارة. |
Sahte kullanıyoruz. | نحن نستخدم مزيفًا. |
Belki de bu daha uygun cevaptı. | حسنًا ، ربما كان هذا هو الرد الأنسب. |
Size zarar vermeyiz. | نحن لا نتحمل أي أذى. |
Yırtık ve olgunlaş. | تمزق وتنضج. |
Çok güzel bir akşamdı. | كانت أمسية جميلة. |
Zekice, gerçekten. | عبقري حقا. |
Bu kabul edilebilir mi? | هل هذا مقبول؟ |
Beni her zaman sevecek misin | هل ستحبني دائما؟ |