ArabicLib, çevrimiçi İngilizce-Türkçe çevirmen arayanlara özel, modern arayüzü ve profesyonel dil hizmetleriyle öne çıkan bir platformdur. Mükemmel kullanıcı deneyimi sağlayan çift pencereli çeviri sistemi sayesinde, ister kısa cümleleri ister HTML formatındaki metinleri kolaylıkla çevirebilirsiniz. Ayrıca platform, 100'den fazla dil ve binlerce dil çifti destekleyerek küresel ölçekte her türlü çeviri ihtiyacınızı karşılar.
İngilizce ve Türkçe, çeşitli yönlerden önemli farklara ve bazı benzerliklere sahip iki dildir. İngilizce Cermen kökenli bir Batı Avrupa dilidir, Türkçe ise Ural-Altay dil ailesine dahildir. Her iki dil de dünya genelinde yaygın olarak kullanılmakta ve küresel iletişimde önemli bir yere sahiptir.
İngilizce'den Türkçe'ye ya da tersi yönde çeviri yaparken dikkat edilmesi gereken bazı temel noktalar vardır:
ArabicLib ile İngilizce-Türkçe dili arasında çeviri yaparken dilin karmaşıklığına rağmen, anlam bütünlüğü bozulmaz; doğru bilgiye ulaşmak kolaylaşır. Yeni diller öğrenmek, bilginizi test etmek ve anlam farkındalığı kazanmak için siz de ArabicLib’i deneyin!
| Why do you have such a big mouth? | Neden bu kadar büyük bir ağzın var? |
| Your project is costly. | Projeniz maliyetli. |
| The prince rode on a white horse. | Prens beyaz bir ata bindi. |
| Tom stopped a few meters from her. | Tom ondan birkaç metre uzakta durdu. |
| He is incredibly talented. | İnanılmaz yetenekli. |
| Have you been to the last class? | Son sınıfa gittin mi? |
| McClellan wasted no time. | McClellan hiç zaman kaybetmedi. |
| She is old, scary and fat. | O yaşlı, korkutucu ve şişman. |
| I learned it from him. | Ben ondan öğrendim. |
| She always dresses in black. | Hep siyah giyinir. |
| To understand is to feel. | Anlamak hissetmektir. |
| We live near the school. | Okulun yakınında yaşıyoruz. |
| You deserved it. | Bunu hakettin. |
| Thoughts are expressed in words. | Düşünceler kelimelerle ifade edilir. |
| How did you do it? | Bunu nasıl yaptın? |
| As revenue grows, so does profit. | Gelir arttıkça kâr da artar. |
| Blood flowed from the wound. | Yaradan kan aktı. |
| We know how to make shoes. | Ayakkabı yapmayı biliyoruz. |
| The beach party lasted until late. | Plaj partisi geç saatlere kadar sürdü. |
| Never trust the media. | Medyaya asla güvenmeyin. |
| Broken flowers wither quickly. | Kırık çiçekler çabuk solur. |
| Any book will do. | Herhangi bir kitap yapacak. |
| She said she had never been there. | Oraya hiç gitmediğini söyledi. |
| He usually comes home late. | Genelde eve geç gelir. |
| Which snake has the longest fangs? | Hangi yılan en uzun dişlere sahiptir? |
| I bleed a lot. | çok kanamam var |
| She wanted to cancel the plan. | Planı iptal etmek istedi. |
| Katya stopped picking flowers. | Katya çiçek toplamayı bıraktı. |
| The case took a dangerous turn. | Dava tehlikeli bir hal aldı. |
| An ulcer is an inflammation. | Ülser bir iltihaptır. |