arabiclib.com logo ArabicLib tr TURKCE

Çevrimiçi İngilizce-Türkçe çevirmen

Popüler çeviriler

Why do you have such a big mouth?Neden bu kadar büyük bir ağzın var?
Your project is costly.Projeniz maliyetli.
The prince rode on a white horse.Prens beyaz bir ata bindi.
Tom stopped a few meters from her.Tom ondan birkaç metre uzakta durdu.
He is incredibly talented.İnanılmaz yetenekli.
Have you been to the last class?Son sınıfa gittin mi?
McClellan wasted no time.McClellan hiç zaman kaybetmedi.
She is old, scary and fat.O yaşlı, korkutucu ve şişman.
I learned it from him.Ben ondan öğrendim.
She always dresses in black.Hep siyah giyinir.
To understand is to feel.Anlamak hissetmektir.
We live near the school.Okulun yakınında yaşıyoruz.
You deserved it.Bunu hakettin.
Thoughts are expressed in words.Düşünceler kelimelerle ifade edilir.
How did you do it?Bunu nasıl yaptın?
As revenue grows, so does profit.Gelir arttıkça kâr da artar.
Blood flowed from the wound.Yaradan kan aktı.
We know how to make shoes.Ayakkabı yapmayı biliyoruz.
The beach party lasted until late.Plaj partisi geç saatlere kadar sürdü.
Never trust the media.Medyaya asla güvenmeyin.
Broken flowers wither quickly.Kırık çiçekler çabuk solur.
Any book will do.Herhangi bir kitap yapacak.
She said she had never been there.Oraya hiç gitmediğini söyledi.
He usually comes home late.Genelde eve geç gelir.
Which snake has the longest fangs?Hangi yılan en uzun dişlere sahiptir?
I bleed a lot.çok kanamam var
She wanted to cancel the plan.Planı iptal etmek istedi.
Katya stopped picking flowers.Katya çiçek toplamayı bıraktı.
The case took a dangerous turn.Dava tehlikeli bir hal aldı.
An ulcer is an inflammation.Ülser bir iltihaptır.
She needs to stop smoking.Sigarayı bırakması gerekiyor.
She pulled him out of the mud.Onu çamurdan çıkardı.
He speaks a little English.Biraz İngilizce konuşuyor.
The pain was unbearable.Acı dayanılmazdı.
She loves to walk alone.Yalnız yürümeyi sever.
She almost drowned.Neredeyse boğulacaktı.
Think more and then decide.Daha fazla düşün ve sonra karar ver.
Thus I solved this problem.Böylece bu sorunu çözdüm.
I put my hand on his shoulder.Elimi omzuna koydum.
If I were twenty, I could vote.Yirmi yaşında olsaydım oy kullanabilirdim.
Get out from under the table!Çık masanın altından!
After recognition comes oblivion.Tanıdıktan sonra unutkanlık gelir.
This victory made him a hero.Bu zafer onu bir kahraman yaptı.
It looks like the train is late.Görünüşe göre tren gecikti.
This is the story of one cat.Bu bir kedinin hikayesi.
After dinner she washed the table.Yemekten sonra masayı yıkadı.
What a big dog!Ne büyük bir köpek!
Which dog is yours?Hangi köpek senin?
Can you guess my age?Yaşımı tahmin edebilir misin?
This metal is called zinc.Bu metale çinko denir.
What do you do in your free time?Sen boş zamanlarında ne yaparsınız?
His efforts ended in failure.Çabaları başarısızlıkla sonuçlandı.
He speaks good English.İyi İngilizce konuşuyor.
She often says this.Bunu sık sık söylüyor.
Our school is across the river.Okulumuz nehrin karşısında.
What indeed?Gerçekten ne?
♪ And a voice was sounding ♪♪ Ve bir ses geliyordu ♪
We need a proper infrastructure.Uygun bir altyapıya ihtiyacımız var.
Very lovely beaches.Çok güzel plajlar.
That a girl, Debra Moon.O bir kız, Debra Moon.
She was horrid unpleasant.O korkunç bir tatsızdı.
She was gay, bold, attractive.Geydi, cesur ve çekiciydi.
She stayed faithful.Sadık kaldı.
Pay attention.Çok dikkat.
Nice old lady - and very shrewd.Hoş yaşlı kadın - ve çok zeki.
I do not crush you like this?Ben seni böyle ezmem
Genuine Calvin Klein.Hakiki Calvin Klein.
Does it feel truthful?Doğru hissettiriyor mu?
I am happy to be seeing you.Seni gördüğüme sevindim
Everyone in this room is loaded.Bu odadaki herkes dolu.


Diğer çevirmenler