Tom doet alles behalve studeren. | Tom çalışmaktan başka bir şey yapmaz. |
De baby kan nog niet lopen. | Bebek henüz yürüyemiyor. |
Hij is druk op zoek naar werk. | İş aramakla meşgul. |
Mag ik een paar vragen stellen? | Birkaç soru sorabilir miyim? |
Zijn leven is vol moeilijkheden. | Hayatı zorluklarla doludur. |
Het is bijna twaalf uur. | Saat neredeyse on iki. |
Hij miste de trein met een minuut. | Treni bir dakikayla kaçırdı. |
U moet de instructies volgen. | Talimatları takip etmelisiniz. |
Ze is geweldig in skiën. | Kayakta harikadır. |
Je ideeën zijn zo ouderwets. | Fikirleriniz çok eski moda. |
Mag ik erbij komen? | Size katılabilir miyim? |
De vijand viel ons aan. | Düşman bize saldırdı. |
In welke klas zit je zus? | Kız kardeşin hangi sınıfta? |
Ze spreekt altijd Engels. | Her zaman İngilizce konuşur. |
Michael Jackson is weg. | Michael Jackson gitti. |
FO McCown, advocaat en raadsman. | FO McCown, Avukat ve Hukuk Müşaviri. |
Na korte tijd is je app klaar. | Kısa bir süre sonra uygulamanız hazır olacaktır. |
Er zijn flashbacks in de film. | Film boyunca flashbackler var. |
Een flinke verbouwing volgde. | Bunu önemli miktarda yeniden yapılanma izledi. |
geschillen over de bosgrens. | Orman sınırı ile ilgili anlaşmazlıklar devam etti. |
Bij mij was ze vrij standvastig. | Benimleyken oldukça kararlıydı. |
Waarom zweef je? | Neden geziniyorsun? |
Wat is typisch? | Tipik olan nedir? |
Was je hetero met Brendan Kay? | Brendan Kay ile dürüst müydün? |
Laten we ze dan verpletteren! | O zaman onları ezelim! |
Ze vervalsen kogelinslagen. | Sahte kurşun vuruşları yapıyorlar. |
De gelukkige dieren gaan dood. | Şanslı hayvanlar ölür. |
De voorraden boven zijn bijna op. | Yukarıdakiler azalıyor. |
Direct naar voicemail. | Doğrudan sesli postaya. |
Verwend kind. | Şımarık çocuk. |
Iemand die acceptabel was. | Kabul edilebilir biri. |
Er zijn dus geen slanke zangers. | Yani, zayıf şarkıcılar yok. |
Oké, Sammy. | Tamam, Sammy. |
Ze is een nep-waarzegster! | O sahte bir falcı! |
Geen kwaad gedaan. | Zarar verilmez. |
Mijn gezicht bevalt je niet? | Yüzüm seni memnun etmiyor mu? |
Lage kaart levert eerste inzet op. | Düşük kart ilk bahsi getirir |
Leiden onbevredigend. | Yetersiz kurşun. |
Net zoals op glas. | Tıpkı camda olduğu gibi. |
Jesse, heb je geluk gehad? | Jesse, şanslı bir gece mi geçirdin? |
Het is imitatie-imitatie Gucci. | Taklit taklidi Gucci. |
Is het een heksenteken, mevrouw? | Bu bir cadı işareti mi bayan? |
Haar sterke advies was: ga niet. | Güçlü tavsiyesi, gitme idi. |
Hij was te onbetrouwbaar. | Fazla güvenilmezdi. |
Hij hief het pistool. | Silahı kaldırdı. |
Hij verloor elk besef van tijd. | Zamanın tüm farkındalığını kaybetti. |
Half normale loopsnelheid. | Normal yürüme hızının yarısı. |
Valse start! | Yanlış başlangıç! |
Vreselijke acteur. | Korkunç bir oyuncu. |
Concreet bewijs, Tyler. | Somut kanıt, Tyler. |
De kans is klein. | Şanslar zayıf. |
Maar de goddelozen zegevierden. | Ama kötüler zafer kazandı. |
Maar nooit aardige meisjes. | Ama asla iyi kızlar. |
Billy is me toegewijd. | Billy bana bağlı. |
Grote Jim wist het antwoord. | Koca Jim cevabı biliyordu. |
Omdat ik betrouwbaar ben. | Çünkü güvenilirim. |
Oudheden, vals geld. | Eski eserler, sahte para. |
En om eerlijk te zijn, | Ve oldukça dürüst olmak gerekirse, |
En zo begint mijn vasten. | Ve böylece orucum başlıyor. |
Een gestippeld grenspatroon. | Noktalı bir sınır deseni. |
Past dit overhemd bij mij? | Bu gömlek bana uyuyor mu? |
Geniet van de rit. | Sürüş keyfi. |
Het is te duur voor ons. | Bizim için çok pahalı. |
Mijn vriend is basic. | Arkadaşım basit. |
Ze is geen slechte meid. | O kötü bir kız değil. |
Ze houdt van hen. | Onları sever. |
Die nieuwe wet is een dode eend. | Bu yeni yasa ölü bir ördek. |
Ze hebben hulp nodig. | Yardıma ihtiyaçları var. |
Uw vraag is erg interessant. | Sorunuz çok ilginç. |
$ 100 minimum, rechtstreeks poker. | Minimum 100 $, düz poker. |